'Sorumluluğu üzerine almak yürekliliği ve hevesi her işte en çok gerekli olan bir özelliktir. Birçok insanlar, sorumluluğun başkalarında olduğunu bildikleri zaman, en atılgan ve yürekli kişiler olurlar. Ama sorumluluk eğer kendilerinde olursa, bu yüreklilik ve atılganlığın azaldığı ve çekingen oldukları görülür. Halbuki sorumluluğu bilerek, hesaplayarak üzerine alan insanlar, küçük ve büyük, aldıkları işlerde başarı gösterir.'
M. K. ATATÜRK
26 Ağustos 1922, Türk devrim tarihimizde Büyük Taarruz'un ya da son utkunun tarihi olarak bilinir. Büyük Taarruz ile Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonuçlanmıştır. Yapılan bu saldırı ve ardından gelen başarı da Mustafa Kemal'e aittir.
Mustafa Kemal, taarruz öncesinde hep saldırının gizli tutulmasını istemiştir. Hazırlıklarını gizlice tamamlayarak 25 Ağustos 1922 akşamı da Anadolu ile dış dünya arasındaki tüm haberleşmelerin kesilmesi emrini vermiştir. Karargahını önce Şuhut kasabası yakınlarındaki bir dağlık bölgeye, ardından da Kocatepe'nin arkasındaki bir kampa taşımıştır.
Saldırı sabah saat 5.30'da Afyonkarahisar' ın karşısındaki Kocatepe'den gelen top sesleri ile başlamıştır. Gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın o sabahı şöyle betimleyecektir:
"Ve bir ağustos sabahı Afyonkarahisar karşısındaki tepelerden gürüldettiğin top, bütün yumulu gözleri uyardı... O kükreyiş içli dışlı anlayışsızlara işte senin cevabındı ... Sen kendin o sabahın anlamını Dumlupınar nutkunda ne güzel anlatıyorsun. "
Bu savaşta Türkler Dumlupınar tepelerini ele geçirdikleri an savaşın sonu da gelmişti. Yunan ordusu önce geri çekildi. Sonra da kaçmaya başladı. 9 Eylül1922'de Türk birlikleri İzmir' e girdi. Ruşen Eşref, Mustafa Kemal’ in İzmir'e ilişkin görüşlerini şöyle açıklıyor: "Sen, "nice yakılmış, yıkılmış kasabalarımızın içinden yüreğin dağlanarak geçmiş adam: O gün İzmir'i hiçbir yıkıntıya uğramamış olarak kurtardığından dolayı sevinç duyuyordun. Arabadan elinle İzmir'i göstererek "Bu güzel şehre bir zarar gelseydi pek yazık olurdu! Çok acırdım doğrusu.., diyordun" Mustafa Kemal Büyük Nutuk'unda düşmanın yenilip kesin zafere ulaşma süresini 5 gün olarak belirtmiştir: "Efendiler .. 26-27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde düşmanın Karahisar' ın güneyinde 50, doğusunda da 20-30 km uzanan tahkim edilmiş cephelerini düşürdük. Yenilgiye uğrayan düşman ordusunun tüm kuvvetlerini 30 Ağustos' a değin Aslıhanlar yöresinde sardık. 30 Ağustos'ta giriştiğimiz 'savaş sonunda (Buna Başkomutanlık Muharebesi adı verilmiştir.) düşmanın asıl kuvvetlerini tepeleyip tutsak aldık. Düşman ordusu başkumandanlığını yapan General Trikopis de tutsaklar arasına katıldı. Demek ki tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu."
Görüyoruz ki 26 Ağustos 1922 tarihinde Kurtuluş Savaşı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı'nın amacı bir imparatorluğu kurtarmak değil, öz yurdun sınırları içinde bağımsız bir yeni devlet, Yeni bir Türk Devleti kurmak olmuştur. Mustafa Kemal'in yaptığı bu eylem ile şekillenen Türk toplumu da, yepyeni bir devlet yapısına kavuşmuştur. Nitekim, Sakarya Savaşı'ndan döndüğü akşam Çankaya Köşkü'nün alt katında bulunan sofada Mustafa Kemal şu sözleri söylemiştir: "Her büyük meydan muharebesinden sonra yeni bir alem doğmalıdır.”
Gerçekten Büyük Taarruz sonrasında yeni bir alem doğdu. Çağdaş, laik bir yeni devlet. Bu yeni devletin temel nitelikleri de Mustafa Kemal'in 13 Ağustos 1923'te söylediği şu sözlerde yerini bulmaktadır:
"Efendiler! Bugün haklı olarak övünebileceğimiz başarıların sırrı yeni Türkiye Devleti' nin kuruluşundadır. Gerçekte Türkiye Devleti' nin bu yeni kuruluşunun dayandığı temeller, oluşum bakımından kendin' den önce kurulmuş tarihsel kuruluşların yapılarından başkadır. Bunu bir sözcük ile belirtmek gerekirse diyebiliriz ki, Yeni Türkiye devleti bir halk devletidir. Halkın Devletidir. Geçmişteki kuruluşlar ise bir kişinin devleti idi. Kişilerin devleti idi. "
* * * * * * * * *
Kaynak: Dr. Handan DİKER – Yeditepe Ün. Öğr. Grv. , Cumhuriyet Gazetesi – 26.08.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder