24 Mart 2014 Pazartesi

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'DEN ÖZLÜ SÖZLER / Atila Girgin







“Bu dünyadan göçerek Türk Milleti’ne veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü bu olmalıdır: Benim Türk Milletine, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün istikbâline ait ödevlerim bitmemiştir. Siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar edersiniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir. Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere durmadan tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk... Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.” (Mülkiyeliler’e hitabından, 11 Ocak 1935) 

“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.” (1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından) 

“Tarihimizi tetkik ediniz. Türk’ün çektiği bütün felâketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini, millî varlığını ihmâl ederek nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendilerine reis tanıyarak onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasındandır.” (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, s.543) 

“Kudretsiz dimağlar, zayıf gözler, hakikatı kolay göremezler. O gibiler Büyük Türk Milleti’nin yüksek seviyesine nazaran geri adamlardır. Fakat zaman bütün hakikatleri en geri olanlara dahi anlatacaktır. Milletimizi vehimlerden kendini kurtarmağa muktedir hale getirmeye çok çalışalım.” (19 Ekim 1925, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Millî Eğitim Bakanlarının Millî Eğitimle İlgili Söylev ve Demeçleri, s. 27) 

“Gerçekleri bilen, kalbinde ve vicdanında manevi ve kutsal hazlardan başka zevk taşımayan insanlar için, ne kadar yüksek olursa olsun, maddi makamların hiçbir değeri yoktur.” (Büyük Nutuk) 

"Hangi istikbal vardır ki, ecnebilerin nasihatlarıyla, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemistir." "Bilelim ki, Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka uluslara yem olurlar." Mustafa Kemal ATATÜRK 06 Mart 1922

22 Mart 2014 Cumartesi

Milli Mücadeleye dair (VATAN'I VE ATA'YI SAVUNMAK) / Atila Girgin








VATANI VE ATAYI SAVUNMAK

Uğrunda ölünen topraksa Vatan,
Vatan Çanakkaleyse, Sakaryaysa,
Edirneyse, Karssa Vatan.
Vatan Sarayköyse, Çalsa,
Tüm Anadoluysa Vatan.
Ve tehlikedeyse Vatan,
Vatanı savunacaksın.

Müftü Ahmet Şükrü, Müftü Ahmet İzzet,
Tokatlı Emin Aslansa Atan,
Doktor Salih Tevfik, Yüzbaşı Tevfik Bey,
Tahsildar Yusuf Efendiyse Atan.
Vatan savunması yapan,
İsimsiz kahramanlarsa Atan.
Atanı savunacaksın.

Ve uğrunda ölünen Vatanı,
Vatanı uğrunda ölen Atanı,
Ve onların anılarını,
Ve onların ideallerini,
Ve inançlarını savunacaksın,
Her şeyden önce, her şeye karşın.

Tehlikedeyse Vatan,
Ve de savunmasız,
Ve isteksizsen sende eğer,
Ve körelmişse belleğin,
İşte büyük felaket.
Gitti demektir Vatan,
Yitti demektir Atan.

Tehlikedeyse Vatan,
Savunmadaysan sende eğer,
Ve istekliysen,
Ve diriyse belleğin,
Korkmaya ne gerek,
Özündeki cevher,
Olacaktır sana rehber.

Ve uğrunda ölünen Vatanı,
Vatanı uğrunda ölen Atanı,
Ve onların anılarını,
Ve onların ideallerini,
Ve inançlarını savunacaksın,
Her şeyden önce,
Her şeye karşın.

Atila Girgin - 09/03/2009

6 Mart 2014 Perşembe

ÇAL İLÇESİ KUVA-YI MİLLİYESİ VE ÇALLI MİLLİ MÜCADELE ÖNDERLERİ

ÇAL İLÇESİ KUVA-YI MİLLİYESİ VE ÇALLI MİLLİ MÜCADELE ÖNDERLERİ
**********
BAŞAĞAZADE BELEVLİ YUSUF BEY ( YUSUF BAŞKAYA ) 1879-1945:
Çal İlçesine bağlı Belevi Kasabası’nda 1879 yılında doğdu. Başağa Zade Mustafa Bey’in oğludur. 22 Mart 1919 tarihinde toplanan Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyeti’nin kongresine Denizli temsilcisi olarak katıldı. İzmir’in Yunan işgaline uğraması ile Müftü Ahmet Hulusi Başkanlığı’nda kurulan Denizli Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. 12 Temmuz 1919 tarihinde kurulan Denizli Heyeti Milliyesi’nde yönetici olarak görev aldı. 23 Nisan 1920 tarihinde toplanan T.B.M.M.’ne Denizli Mebusu olarak katılıp milletvekili olarak görev yaptı.
Yusuf Başkaya’nın doğduğu ve yaşadığı ev ve yaşadığı ev Belevi Kasabası’nda bulunmaktadır. Sonraki yıllarda onarım görmüş olup, mülkiyeti Yusuf Başkaya’nın Emireri olan Hüseyin Durmaz’ın oğlu 1309 doğumlu Bekir Durmaz’a aittir.
Yusuf Başkaya, Denizli Milletvekili iken rahatsızlanarak 22.06.1945 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi törenle İlbadı Büyük Mezarlığı’na defnedilmiştir.
**********
DERVİŞ AĞA OĞLU NECİP BEY (? - 1928):
Necip Bey Rüştiye okulu mezunudur. Başlangıçta çete reisi ve mağrur bir kişi olan Necip Bey, Fahrettin Altay’ın yakın arkadaşıdır. Zenginliği konusunda çeşitli rivayetler vardır. Türk Kurtuluş Savaşına Çal Müftüsü Ahmet İzzet Çalgüner’in Kuva-yı Milliye teşkilatının kurulması konusunda ilk katılanlar arasındadır. Daha sonra Çal ve köylerinde pek çok faaliyetlerde bulundu.
15.07.1919 tarihinde Müftü Ahmet İzzet Efendi Başkanlığında kurulan Çal Heyeti Milliye’ sinin kurucuları arasında yer aldı. Çal’da oluşturulan 100 atlı gönüllü kuvvetin başına geçip, Köşk Cephesine yerleşti. 1920 tarihinde Müftü Ahmet İzzet’ten sonra Çal Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyeti ve Çal Kuva-yı Milliyesi Başkanlığı’na seçildi. 03.01.1920 tarihinde Çal Heyeti Milliye’ si adına Müftü Zade Emin Efendiyi mebus seçerek Ankara Heyeti Milliye’ sine bildirdi. Cumhuriyet kurulduktan sonra da Çal Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştur.
Denizli İli, Çal İlçesi merkezinde yer alan Necip Ağa Evi 20. Yy. başlarında Necip Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Şuanda mülkiyeti Ahmet Cahit Çökelez’e aittir.
Ev iki katlıdır. Üzeri kiremit çatıyla örtülüdür. Dış cepheleri sıvalı ve taş malzeme ile inşa edilmiştir. Evin içinden üst kata çıkan geniş ahşap merdivenleri bulunmaktadır. Yapının pencereleri ahşap kafes ve panjurlarla korunmuştur. Evin üçgen alınlıklı, alçı, lotus-palmet süslemeli cumbası, yapının dış görünümünü zenginleştirmektedir. Bugün içinde oturulmayan bina; iç sofalı plan tipinde olup, Çal Yöresi Türk Konut Mimarisini en güzel yansıtan evlerdendir.
Necip Ağa Evi; Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 28.06.2006 tarih ve 263 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
**********
SELCENLİ HÜSEYİN EFE 1889-1966:

Çal İlçesi’ne bağlı Selcen Kasabası’nda doğdu. Balkan Savaşları’nın başlaması ile askere alınan Hüseyin Efe Balkan Muharebelerine bizzat katılmış, koşulu toplarda görev yapmıştır. Çanakkale katılan Hüseyin Efe daha sonra Yunanlıların İzmir’i işgali ile başlayan Kuva-yı Milliye hareketinde Demirci Mehmet Efe’nin yanında yer almıştır.
Köşk ve Umurlu Cephelerinde, Aydın Savaşı’nda ve İtalyanlarla Antalya cephesinde savaştı. Çal Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti’nin kurucuları arsında yer aldı. Cumhuriyetin ilanından sonra Konya isyanının bastırılmasında görev yaptı ve kendisine başarılarından dolayı 1940 yılında Üst teğmen rütbesi TBMM’nce verildi.
Selcenli Hüseyin Efe 22.09.1966 yılında vefat etmiştir. Mezarı Selcen Köyü Mezarlığında bulunmaktadır.
**********
MÜFTÜ AHMET İZZET EFENDİ ( AHMET İZZET ÇALGÜNER )1875-1952:
Çal İlçesi’ne bağlı Süller Kasabası’nda doğdu. Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başladı. Önce Süller’ de, sonra Denizli’de tahsiline devam etti. İşgal yıllarında Çal Müftüsü olarak Çarşı Camii’nde ve Hükümet meydanında dini nutuklar söyledi. Çal Kuva-yı Milliye Reisi olarak hizmete başlayıp, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi ve Demirci Mehmet Efe ile birlikte hareket ederek Yunanlılara çok büyük kayıplar verdirdi. Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi, düzenli orduya geçiş ve T.B.M.M hükümetinin kurulmasından sonra, Çal Kuva-yı Milliye Reisliğinden ayrılarak, kurtuluş savaşından sonra ömrünü büyük bir tevazu ve feragat hissi içinde yaşayarak geçirdi.
Çal Müftüsü Ahmet İzzet Çalgüner’in evi Süller Kasabası’nda bulunmaktadır. Evin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Konut kırma taş ve çamurla örülmüş duvarları, ahşap dam örtülü çatısı ve ahşap işçiliği ile yöresel ev mimarisini yansıtmaktadır. Alt kat ve üst kat sofanın tavan göbeği zengin ahşap işçiliğine sahiptir. Süller Evi; İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 26.04.1995 tarih ve 4795 sayılı kararıyla koruma altına alınmıştır. 06.06.1952 tarihinde vefat eden Müftü Ahmet İzzet Çalgüner’in kabri Süller Kasabası’nda bulunan Yukarı Çarşı Camii’nin bahçesindeki aile mezarlığında bulunmaktadır. Ahmet İzzet Çalgüner’in mezarının bahçesinde bulunduğu Yukarı Camii’ye Ahmet İzzet Efendi’nin adı verilmiştir.
**********
ORTAKÖYLÜ EMİN BEY ( MEHMET EMİN AKÇAÖZ ) 1877-1939:
Çal İlçesi’ne bağlı Ortaköy Kasabası’nda 1877 yılında doğdu. Babası Hasan Efendi, aydın ileri görüşlü bir Müftü idi. 15 Temmuz 1919 tarihinde kurulan Çal Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. 1920 tarihinde İstanbul’da 4. Devre Meclisi Osmani’ye Denizli Livası’nı temsilen Aydın Mebusu olarak seçildi. 1925 tarihinde Denizli Barosu’na kaydolarak, Çal İlçesi’nde Hazine Avukatlığı’na başlamış, daha sonra da serbest avukatlık yapmıştır. Hayatının son yıllarında bir iki sene kadar Ortaköy Kasabası’nda Cami imamlığı görevinde bulunmuştur. Emin Akçaöz’ün evi Ortaköy Kasabası, Kalaycılar caddesinde bulunmaktadır. Ev onarım görmüş olup, şuanda mülkiyeti Halime Demirciler’e aittir.
Ortaköylü Emin Akçaöz 20.02.1939 yılında vefat etmiştir. Cenazesi Ortaköy Kasabası mezarlığında bulunmaktadır. Gerçek mezarı biriketle çevrili olup, yanına mermer sandukayla mezar yapılmıştır. Kabrin bulunduğu mezarlık şuanda koruluk haline getirilmiş fakat Emin Efendi’nin mezarına dokunulmamıştır.
**********
ORTAKÖYLÜ ŞAKİR AĞA (İKİZ):
Ortaköylü Şakir Ağa Kuva-yı Milliye hareketine katılanlar arasında yer alır. Şakir Ağa 1348 yılında vefat etmiştir. Kabri Ortaköy Mezarlığındadır. Mermer mezar taşının bir yüzünde Osmanlıca diğer yüzünde Türkçe harflerle yazılmıştır.
**********
TOKATLI OSMAN EFE :
Kuva-yı Milliye’ ye katılanlar arasında yer almıştır. Tokatlı Osman Efenin kılıcı şuanda torunu Hüseyin Tokatlı’da bulunmaktadır.
**********
Kaynak: İl Turizm Müdürlüğü web sayfası