24 Mart 2024 Pazar

Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'nin evi kaderine terk edildi!/habervakti.com

 


Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'nin evi kaderine terk edildi!/habervakti.com

Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'nin evi kaderine terk edildi! Torun Çalgüner harekete geçti...
Denizli'nin Çal ilçesinde bulunan Milli Mücadele Kahramanı Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'ye ait evin restorasyonu için torun Tahir Çalgüner imza kampanyası başlattı. Mevcut sahiplerinin tarihi evi bakımsız bıraktığı gibi Denizli İl Çevre Şehircilik Müdürlüğü'ne herhangi bir başvuruda bulunmaması bölge halkını rahatsız etti.

Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Süller Mahallesi'nde yer alan Güney Ege Cephesi'nin karargah evi olarak bilinen tarihi özellikleri sahip olması dolayısıyla 1995 yılında birinci derece sit alanı ilan edilen eve şimdiki sahibinin bakmadığı ve restarasyon projesi için Denizli İl Çevre Şehircilik Müdürlüğü'ne herhangi bir başvuruda bulunmadığı belirtildi.

TORUN TAHİR ÇALGÜNER İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI

Evin mülkiyetinin belediye ya da Çal Müftülüğü'ne devredilerek Süller halkının kamusal kullanımına açılacak bir kullanıma dönüşmesi gerektiğini sosyal medya hesabından açıklayan Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'nin torunu Tahir Çalgüner'e Süllerli ve Çallı hemşehrilerinden destek geldi. ''Bir kentin hafızasına sahip çıkmak Milli şuuruna, tarihine ve mekanlarına sahip çıkmak öncelikli bir konudur'' vurgusunda bulunan Çalgüner, Süller mahallesinde bir imza kampanyası başlattı. Çalgüner, Milli şuurun tesisi için Milli Mücadele Kahramanı Çal Müftüsü Ahmet İzzet Efendi'ye ait mekana da sahip çıkmanın önemli olduğunu belirtti.

* * * * * * * * * * * *
https://www.habervakti.com/cal-muftusu-ahmet-izzet-efendinin-evi-kaderine-terk-edildi-torun-calguner-harekete-gecti?fbclid=IwAR0IL4-KNjUS39JZwEa6b3Rvbr6njbyc_8jyCslTxnpsb2lOTB7siKvyJMs


14 Mart 2024 Perşembe

DENİZLİ ÇALLI MİLLİ MÜCADELE ÖNDERLERİ VE ÇAL HEYETİ MİLLİYESİ / ÇALLI KUVVAYI MİLLİYECİLER


Sevgili dostlar; bu video'da sizlere, 1919' da başlatılan emperyalist işgale direnişin önderlerinden Çal'lı kuvvayı milliyecileri, Çal Heyet-i milliyesini ve yöreye ve döneme ilişkin yazılı kaynaklardan ulaşabildimiz belgeler ışığında bazı görseller ve bilgileri paylaşmak istedik. Kahramanlarımızı rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. Işıklar içerisinde uyusunlar. Ruhları şad olsun. Beğeniyle izleneceği ümidiyle saygılar sunuyoruz. Dostluk ve esenlık dıleklerımle. * * * * * * * * * * * * * * * *

10 Mart 2024 Pazar

İzmir’in İşgaline karşı Çal'daki Tepkiler ve Çal'da Kuvva-i Milliyenin Teşekkülü / İbrahim Balık







 

İzmir’in İşgaline karşı Çal'daki Tepkiler ve Çal'da Kuvva-i Milliyenin Teşekkülü 

Çal Mitingi İzmir' in 15 Mayıs 1919' da Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin duyulması ülke genelinde büyük bir infiale sebep oldu. 

İşgale karsı ilk büyük tepki Denizli' den geldi. Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi işgalin gerçekleştiği günün sabahı erkenden ( işgalden yaklaşık 4,5 saat sonra) harekete geçti. 

Belediye tellalı Deli Mahmut ve para ile tutulan diğer tellallar halkın müftülük önünde toplanmasını istediler. Cami imamlarına da haber gönderildi ve sabah namazını kıldıktan sonra cemaatleri ile beraber belediye önüne gelmeleri istendi. 

Müftü Ahmet Hulusi Efendi tekbirlerle birlikte Ulu Camide bulunan sancağı alıp belediye meydanına doğru yürüdü. 

Halkta aynı meydanda toplanmaya başladı. Nihayet Müftü Ahmet Hulusi burada halka heyecanlı bir konuşma yaptı ve konuşmasında halka özetle söyle hitap ediyordu: 

"Muhterem Denizlililer!... Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu tecavüze karşı hareketsiz kalmak,din ve devlete ihanettir. Vatana karşı işlenecek suçların Allah ve tarih önünde affı imkânsızdır. Cihat, tam manasıyla teşekkül etmiş dini farize olarak karşımızdadır. Hemşehrilerim, karşımıza çıkarılan dünkü tebaamız Yunan’a biz mağlup olmadık. Onlar, öteki düşmanlarımızın vasıtasıdır. Yunan’ın bir Türk beldesini ellerine geçirmesinin ne manaya geldiğini, İzmir de şu birkaç saat içinde meydana gelen cinayetler gösteriyor. Silahımız olmayabilir, topsuz-tüfeksiz sapan taşları ile düşmanın karşısına çıkacağız. Bu uğurda canını verenler şehit, kalanlar gazidir. Bu mutlak olarak cihadı- mukaddestir. Sizlere vatanımızı düşmana teslim etmeden başka çaremizin olmadığını söyleyenler, düşman esareti altında olanlardır. Onlar irade ve kararlarına sahip değildirler. Bu vaziyette onların emri ve fetvası aklen ve dinen caiz, makbul ve muteber değildir. Meşru olan vatan müdafaası ve istiklal uğrunda cihaddır. Korkmayınız… Ümitsiz olmayınız... Bu sancağın altında toplanınız ve mücadeleye hazırlanınız. Ben müftünüz olarak Cihad-ı Mukaddes Fetvasını ilan ve tebliğ ediyorum." 

Böylece Anadolu'da ilk defa halkın silaha sarılmasının farz olduğu ile ilgili fetva da verilmiş oluyordu. 

Bu miting Denizli'de ve çevre ilçelerde etkisini hemen gösterdi. 16 Mayısta Tavas'ta ve Acıpayam'da birer miting düzenlendi. Çal da bu konudaki duyarlılığını göstermekte gecikmedi ve 17 Mayısta da Çal' da bir miting yapıldı. 

Çal'daki mitingde de bir başta müftü, Ahmet İzzet Efendinin büyük gayretlerini görmekteyiz. Ahmet İzzet Efendi, İzmir'in işgalini öğrenince 17 Mayıs Cumartesi günü Çarsı Camiinde halkı topladı. 

Onlara düşman istilasına karsı seyirci kalmanın doğru olmadığını, muktedir olanların elden gelen bütün imkânları hazırlamaları gerektiğini, Allah' in emrine ve Peygamberin sünnetine itimat edilmesini söyledi. 

Aynı gün Belediye önündeki meydanda toplanan halka da Yd. Sb. Ahmet Akşit heyecanlı bir konuşma yaptı. Daha sonraki günlerde de Müftü Ahmet İzzet Efendi, Çarsı Camiinde ve belediye önünde toplanan halka pek çok kez konuşmalar yaparak halkı direnişe teşvik etmiştir. 

Müftü Ahmet İzzet Efendinin bu gayretlerine özellikle Kaymakam Fazlı Bey ve Çal Hakimi bazı itirazlarda bulunmuştur. Buna rağmen Müftü Efendi mücadelesine devam etmiştir. Hatta bu amaçla bölgede faaliyetlerde bulunan bazı efelerle de işbirliği yapmaktan çekinmemiştir. 

Özellikle Alikurt Köyündeki Dede Efe'nin desteğini almıştır. Arkasına aldığı bu güçler sayesinde kendisi aleyhinde doğabilecek pek çok muhalefeti daha baştan etkisiz kılma fırsatı bulmuştur. 

Ahmet İzzet Efendi özellikle Çal’ın hatırlı kişilerinin çoğunlukta olduğu böyle bir toplantıda yaptığı konuşmada halka şöyle hitap etmişti: 

"Allahımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, vatanımız bir olduğuna göre muhafazasına mecburuz. Mukaddesatımızı müdafaa için Allah’ın ve Peygamber 'in emirlerine uymak gerekir. Çöken Saray Saltanatının yerine milletin kalbindeki iman nuru bir kat daha parlamıştır. 

"Dönemin Kaymakamı Fazlı Bey buna itiraz etmiş ve bir anlamda resmi kimliğinin gereği olarak şöyle demiştir: 

"Müftü Efendi, şer'an kendisine düşen vazifeyi yapmıştır. Bu bapta (konuda) benim de hakki kelamım (konuşma hakkım) vardır. Beni dinlerseniz ordularımız inhilal etmiş, silahı elinden alınmıştır. Askerlerimiz cepheleri bırakmıştır. Bu sebeple Müftü Efendinin söylediklerini yapmak, düşmanı gazaplandırmaktan (öfkelendirmekten), sonucunda da onların ayakları altındada perişan olmaktan başka bir işe yaramayacaktır". 

Bunun üzerine tekrar söz alan Ahmet İzzet Efendi bütün kararlılığı ile: 

" Gözlerimiz görerek, bedenimizde can varken kendimizi ve mukaddesatımızı düşmanın yed-i habisine (pis eline) terk ve vatana ayak basmalarına tahammül edemeyiz, behemehal (mutlak surette) müdafaa tertibatı almamız lazımdır. Silahsız ve vasıtasız da olsak düşmana karşı evladu ayalimizi (çoluk çocuğumuzu) şehit etmeden memleketimize düşman giremeyecektir. Hatta hepimizi şehit etse bile Allah’ın izni olmadan düşmanın bu topraklara ayak basması mümkün olamayacaktır.

" Halk Müftünün bu kararlı tutumu ve heyecanlı konuşmasından oldukça duygulanmıştır. Kaymakam Bey'in düşünceleri fazla kabul görmemiş ve halkın ekseriyeti Müftü Efendinin yanında yer almıştır. 

İzmir ve çevresinde Yunan mezalimi ve faciasının büyük boyutlara ulaşması üzerine, 22 Aralık 19 19'da Çal merkezinde 15,000 kişinin katıldığı bir miting daha düzenlenmiştir. 

Başta Müftü Efendi olmak üzere değişik kişiler tarafından mitingte çeşitli konuşmalar yapılarak Yunan işgal ve zulmü bir defa daha protesto edilmiştir. 

Ayrıca miting sonunda kararlar alınmış ve bu kararlar, Müftü Ahmet İzzet ile yedi arkadaşının imzalarıyla Dâhiliye(içişleri) ve Hariciye(dışişleri) Nezaretlerine ( bakanlıklarına), suretleri İstanbul’daki Amerika, İngiliz, Fransız ve İtalyan siyasi yetkililerine, Yenigün, Tasvir, İkdam, Monitör veoryantal gazetelerine gönderilmiştir. 

Bildiriye imza atan Çallılar şunlardır. 

Belediye Başkanı Mehmet, Belediye azasından M. Emin, Eşraftan M. Necip, Eşraftan Emin, Murahhas Aza Ahmet Hamdi, Murahhas aza Tevfik, Meclis-i İdare Müntehip azasından Abdullah. 

Mitingte alınan kararları önemli gördüğümüz için buraya almayı uygun gördük. 

"Vatanımızın ruhu mesabesinde olan sevgili İzmirimizin, Yunanlılar'ın tecavüzüne terk edildiği günden beri gaddarane boğazlanan Müslümanların katillerini şikâyet ve bu gibi müessif vaziyetin durdurulması, üzerinde hiç bir hakkı bulunmayan, lisanen, mezheben, iktisaden, medeniyeten ve tarihen tamamıyla Türk olan İzmir’in Yunanlılar'ın vahşi ellerinden tahliyesini, Aydın havalisinde mazlum ahaliye karşı yapılmış olan fecayi (zulüm) İtilaf Devletleri memurları tarafından yapılan Adilane tahkikatla de teyit edildiği halde, dünyaya adaleti yayacaklarını ve her milletin kendi hudutları dâhilinde "mazhar-ı inkişaf' olmalarına çalışacaklarını harbin başladığı günden itibaren her vesile ile ilandan geri durmayan İtilaf Devletleri'nin halen bu kanlı işgali yaşatmakta devam etmesine ve her gün ırzı ve canı heder edilen binlerce mazlum Müslümanların boğazlanırcasına çıkan feryatların, Avrupa münevverlerinin (aydınlarının) kulaklarına girmemesinden hayrete düşen kazamız ahalisi, bugün on beş bin kişinin katıldığı mitingde alınan aşağıdaki kararların, sizin vasıtanızla dünya kamuoyuna duyurulmasına karar verildi: 

1. İzmir’deki Yunan İşgalinin geçici olduğunun sonradan Paris Barış Konferansı tarafından tekrar beyan edilmesi, adı geçen vilayetin tamamıyla bir Türk vilayeti olduğunu tasdik mahiyetinde telakki edildiğinden bu hususta fazla söz söylemeye lüzum görmeksizin, İzmir'de asayişin temini hususunda Türklerin daha büyük başarı elde ettikleri gerek işgal öncesi ve gerekse işgal sonrası İzmir ve çevresindeki durumu kendi gözleriyle gören ecnebi ileri gelenlerin dahi tasdikleri bulunmakla, bu lüzumsuz ve feci işgale nihayet verilmesini taleb ederiz. 

2. İzmir’in işgaline şayet oradaki beş on Hıristiyan’ın hayatının temini maksadıyla devam ediliyorsa, altı yüz seneden beri en güçlü günlerimizde bizimle beraber yaşamalarına müsaade ettiğimiz Hıristiyan kavimlerin, hala işgal altında bulunmayan vatan kısımlarında, ayni serbestlik ve refah içerisinde hiç bir şikâyetleri olmadan yaşamakta olduklarını dünyanın dikkatine sunarak, Türkler'in amansız hasmı rezil ağızların hakkımızda söylemekte oldukları bu gibi iftira kabilinden yalanları tamamıyla reddederiz. Muhtelif tarafsız yabancılar tarafından yapılan tetkikatla da ortaya çıkan Türk âlicenaplığının ve vatanperverliğinin nazar-ı itibara alınarak hakkımızda söylenen yalan sözlere Ehemmiyet verilmemesini rica ederiz. 

3. Özellikle emelimiz olan medeniyet yolunda ilerleyebilmek için Wilson Prensipleri mucibince Türkler ile meskûn olup İtilaf Devletleri'yle mütareke imzalanması sırasında elimizde bulunan vatanımızın kısımları üzerindeki hâkimiyetimizin her türlü şaibeyi kayıttan azade olarak tasdik altına alınmak suretiyle medeniyet dünyasıyla iyi münasebetlerimizin tekrar iadesine yüce yardımlarınızı rica ederiz. 

4. Türkler altı yüz seneden beri müstakil olarak yaşamış olmak hasebiyle memleket idare etmekteki liyakatleri ve bu hususta haiz olmaları icap eden rüştü haiz olduklarını bütün dünyanın önünde ispat ettiklerinden, milli istiklalimizi eksik edecek hiçbir kaydı kabul edemeyeceğimizi, bütün cihana ilan ederiz. 

5. Devletlerden herhangi birinin iktisadi ve ilmi yardımlarını memnuniyetle kabul ederiz. 

6. Türkler ta üçyüz seneden beri komşularından hiç birinin arazisini işgal etmek hevesinde bulunmadıkları halde mücerret başkaları tarafından duçar oldukları tecavüzlere karşı kendilerini müdafaa etmek emeliyle hiç bir zaman harpten uzak kalmamışlar ve sürekli sulh içinde yirmi sene geçirememişlerdir. Bu kadar müşkülat içinde bulunmakla beraber yine medeniyetten icabı kadar hisselerini almışlardır. Bu cihetten kendilerine komşu olan kavimler kadar olmasa bile hiçbirinden de geri kalmamışlardır. Bunun hilafına yapılan isnadlar pek az bir tahkikatla sabit olacaktır. 

7. Maazallah bu isteklerimizin temin edilmemesi halinde, artık "terakki ve inkişaf" ümitleri tamamen mahvolmuş demektir. Böylelikle Osmanlı Türkleri ölüme mahkûm edilmiş demek olacağından, böyle bir felaketi gözlerimizle görmektense ölerek bu memleketleri ıssız bırakmayı tercih eder, bu kavrnin imhası mesuliyetini ve vahimesini asrın idarecilerinin üzerine yükleriz. 

8. İsteklerimizin asil İngiliz, Fransız, Amerikan ve İtalyan milletlerinin nazar-ı dikkatlerine sunulmasına yardımlarınızı rica ederiz"
* * * * * * * * * * * * *
Kaynak: "BELGELER IŞIĞINDA ÇAL TARİHİ" / İbrahim Balık - Çal Belediyesi Kültür hizmeti

9 Mart 2024 Cumartesi

ZAMAN TÜNELİNDE ÇALLI MİLLİ MÜCADELE ÖNDERLERİ VE ÇAL HEYETİ MİLLİYESİ / Atila Girgin

Sevgili dostlar; bu görsellerle sizlere, 1919' da başlatılan emperyalist işgale direnişin önderleri olan Çallı kuvvayı milliyecileri ve yazılı kaynaklardan ulaşabildimiz belgeler ışığında yöreye ve döneme ilişkin bazı bilgileri paylaşmak istedik. Kahramanlarımızı rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. Işıklar içerisinde uyusunlar. Ruhları şad olsun. Beğeniyle izleneceği ümidiyle saygılar sunuyoruz.

Dostluk ve esenlık dıleklerımle.























ÇALLI MİLLİ MÜCADELE ÖNDERLERİ VE ÇAL HEYETİ MİLLİYESİ / Atila Girgin

 


Sevgili dostlar; bu video'da sizlere, 1919' da başlatılan emperyalist işgale direnişin önderleri olan Çallı kuvvayı milliyecileri, Çal heyeti milliyesini ve yazılı kaynaklardan ulaşabildimiz belgeler ışığında yöreye ve döneme ilişkin bazı görseller ve bilgileri paylaşmak istedik. Kahramanlarımızı rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. Işıklar içerisinde uyusunlar. Ruhları şad olsun. Beğeniyle izleneceği ümidiyle saygılar sunuyoruz.

Dostluk ve esenlık dıleklerımle.