Çal Heyet-i Milliyesinin Oluşturulması
Müftü Ahmet İzzet Efendinin konuşmaları halk üzerinde etkisini göstermeye başladı. O'na Yedek Subay Ahmet Akşit'te büyük yardımlarda bulundu. Bu ikili köy köy dolaşıp halkı işgallere karşı uyarmaya ve aydınlatmaya çalıştılar.
Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi de Çal'da bir Heyet-i Milliyenin kurulmasını ısrarla istiyordu. Bu gayretlerin sonucunda İzmir’in işgalinden iki ay sonra 15 Temmuz 1919'da Çal Heyet-i Milliyesi kuruldu.
Müftü Ahmet İzzet Efendinin başkanlığında kurulan bu heyet toplam 21 kişiden meydana geliyordu.
Çal Heyet-i Milliyesinin kurucu üyeleri şunlardı:
Necip Bey, Hacı Mahmut Efendi, Ortaköylü Emin Bey, Ortaköylü Şakir Ağa, Çal Belediye Başkanı Hacı Mehmet Ağa, Derviş Efendi, Damatoğlu Abdullah Efendi, Ahmet oğlu Osman Efendi, İzzet Efendi, Arapzade Ahmet, Hacı Mustafa oğlu Tevfik, Hacı Mehmet oğlu Zekeriya, Abdurrahman Ağa, Sadık Efendi, Mehmet Ağa oğlu Derviş, Zeybek oğlu Ali Ağa, İbrahim Çavuş, Ahmet Çavuş oğlu Hüseyin, Bekir Ağa oğlu Mustafa ve Rıza Efendi.
Başkan Ahmet İzzet Efendinin isteği ile bu 21 kişilik heyet bizzat kendileri tarafından bir taahhütname imzaladılar.
Bu taahhütnamede vatan hizmeti için kendilerine verilecek emirlere aykırı hareket ettikleri takdirde, idamlarının helal olacağını peşinen kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Ayrıca bunu bir senetle yazıya geçirmişler ve imzalayıp Müftü Ahmet İzzet Efendiye vermişlerdir.
Heyet-i Milliye oluşturulduktan hemen sonra çalışmalara giriştiler. Öncelikle gönüllü birlikler oluşturmakla işe başladılar.
Bu amaçla köyleri teker teker dolaştılar. Bu arada cephedeki komutanlardan da yardım talepleri gelmeye başlamıştı. Nitekim Aydın Kuva-i Milliye Komutanı Hacı Şükrü yayınladığı beyanname ile kalbi vatan aşkıyla çarpan ne kadar yedek subay varsa cepheye gelmelerini istemişti.
Bu çağrıya hemen cevap veren Çal Heyet-i Milliyesi, 40 topçu askerini Askerlik Şubesinden temin ederek cepheye sevk edilmek üzere Kaklık istasyonuna gönderdi.
Çal Heyet-i Milliyesi başkanlığını bir süre Müftü Ahmet İzzet Efendi yürüttükten sonra, yerine Necip Bey başkan oldu. Bu arada Müftü Ahmet İzzet Efendi milli mücadele ile ilgili faaliyetlerine yine devam etti. Atına binip köyleri dolaşmasını ve halkı direnişe teşvik etmesini sürdürdü. Hatta bir ara Ahmet İzzet Efendi bizzat kendisi Çal ve çevresinden bazı mahalli yöneticilerin muhalefetine rağmen, topladığı 100 gönüllü ile Aydın-Köşk cephesinde düşmanla çarpışmıştır.
Bu konuyu Müftü Efendi hatıralarında şöyle anlatmaktadır:
"Bu yirmi kişi ve ilçenin diğer önde gelenleri ile hemen hizmete başladık. Jandarma dairesinin kapısını kırarak sekiz sandık cephane ile 10–12 adet mavzeri aldık.
Badehu (sonra) askerlik şubesinin deposunu kırarak orada mevcut cephane, pala, silah ne varsa hepsini aldık. Çal Merkez kasabası eşrafını Köşk eşraflarına yolladık. Oralardan silah ve gönüllü asker dercine (toplanmasına) himmet olundu.
Hatta asker firarilerinin güzergâhları kesilerek silahları alındı. Bu suretle hayli silah ve asker dercolundu (toplandı). Bunların hepsini alarak Köşk cephesine hareket ettim.
Düşmanın Umurlu'yu işgali günü biz de cepheye varmıştık... " Necip Bey başkan olduktan kısa süre sonra, artık Heyet-i Temsiliye Reisi olan Mustafa Kemal'in isteği doğrultusunda, Meclis-i Mebusan'ın toplanma çalışmaları başlamıştı.
Çal Heyet-i Milliyesinin isteği ile Çal' dan Müftüzade Emin Efendi seçilmiş ve bu durum Mustafa kemal 'in başkanlığını yaptığı Heyet-i Temsiliyeye 3.1.1920 tarihli telgrafla Necip Bey imzası ile bildirilmiştir.
Bu tercih Mustafa Kemal tarafındanda uygun görülmüştür. Çal Heyet-i Milliyesi ile Ankara'daki Temsil heyeti birkaç kere daha değişik konularda haberleşmişlerdir.
Eylül 1919 sonlarında Yunanlılarla Aydın bölgesinde mücadele yoğunlaştı. Özellikle efelerin öncülük ettiği birlikler, Yunanlılara zaman zaman ciddi şekilde kayıplar verdiriyordu.
Çal Heyet-i Milliyesi Başkanı Necip Bey bu gelişme üzerine 6 Ekim 19l9'da Çal köylerine bir bildiri yayınladı. Bildiride özetle, Aydın cephesinde savaşın başladığı ve köylerde bulunan kişilerin Cuma günü cepheye sevk edilmek üzere Çal’a gelmeleri isteniyordu.
Her zaman olduğu gibi Çal halkı bu çağrıya da kayıtsız kalmadı ve 53 kişi toplandı. Toplanan bu kişiler Aydın "cephesine sevk edildi.
İlçe Heyet-i Milliye Teşkilatları bu yıllarda oldukça büyük görevler üstlenmişlerdir. Bu önemli görevlerden birisi de değişik kongreler için kendi bölgelerinden seçilecek kişilerin tespitidir.
Haberleşme ve iletişimin çok zor şartlarda ve oldukça kıt imkânlarla gerçekleştirildiği bu yıllarda bu kişilerin en uygun biçimde tespiti ve seçimi hayati önem taşıyordu.
Bu amaçla 19 Mart 1920 tarihinde Denizli Heyet-i Milliyesi açılacak olan TBMM için aday tespiti amacıyla Çal Heyet-i Milliyesine ve diğer ilçe Heyet-i Milliyelerine birer yazı göndermiştir.
Yazı şöyledir: "Tavas, Karaağaç (Acıpayam), Çal, Buldan, Sarayköy Heyet-i Milliyelerine, Ankara'ya Sancağımız (Denizli) adına 5 mebus (milletvekili) seçilmesi ve bunların 15 güne kadar gönderilmeleri Heyet-i Temsiliye'den istenmektedir. Gidecek mebuslara devlet ve milletin iç ve dış siyasetini bilen her surette vatan ve milletin menfaatlerini koruyan ağır vazifeler yüklenecek olan bu seçimin öneminin bilinmesi lazımdır. Seçim, idare meclisi, belediye, Heyet-i Milliye üyeleri ve ikinci seçmenler tarafından yapılacağına göre, mebusluğa layık kimseler var ise soruşturarak ve inceleyerek göstereceğiniz adayların hazırlanması, ikinci seçmenlerinde merkeze gönderilmesi, vatan ve milletimizin selameti namına önemle rica olunur.
22 Mart 1920" Gösterilen bu titizlikle Heyet-i Milliye yönetiminde yapılan seçimlerde Belevli Yusuf, Hacı Hüseyin Mazlum Baba, Tavaslıoğlu Mustafa ve Buldanlı Ömer Necip Beyler Denizli Sancağından milletvekili seçildiler.
İzmir, Muğla ve Aydın’dan seçilen milletvekilleri de Denizli 'ye geldiler. Özel bir trenle Ankara'ya giden bu milletvekilleri Denizli istasyonundan Müftü Ahmet Hulusi Efendi 'nin duaları ve haklin coşkulu tezahüratları ile uğurlandı.
Seçimden sonra Necip Bey Çal Heyet-i Milliyesi tarafından oluşturulan 100 kişilik gönüllü atlı birliğin başına geçip cepheye hareket etmiştir.
Bu gelişme Üzerine Çal Heyet-i Milliye başkanlığını da bırakmıştır. Bundan sonra kesin olmamakla beraber başkanlığa tekrar Müftü İzzet Efendi 'nin getirildiği düşünülmektedir.
Ancak TBMM'nin açılmasından sonra Mustafa Kemal'in emri ile bütün milli cemiyetler Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adı ile yeniden teşkilatlandırılmıştır.
Bu durumda Çal Heyet-i Milliyesi de Çal Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adını almıştır. Ahmet İzzet Efendi, müftülük görevini de halen devam ettirdiği için cemiyetin başkanlığını bırakmak istemiştir. Bunun üzerine cemiyet, ilk kurucu 20 kişilik heyetin içinde de bulunan Derviş Bey'i ittifakla başkan seçmiştir.
1923 yılında ise cemiyetin başkanlığını İsmail Hakki Bey devralmıştır. Çal Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kuruluşundan lağvedilişine kadar geçen dört yıllık sürede (1919 – 1923) büyük gayretler göstermiştir.
O dönemde Denizli sancağı içerisinde çalışmaları ile en çok takdire sayan cemiyet Çal Müdafa-i Hukuk Cemiyeti olmuştur.
* * * * * * * * * *
Kaynak: "BELGELER IŞIĞINDA ÇAL TARİHİ" / İbrahim Balık - Çal Belediyesi Kültür hizmeti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder