Çal Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin gayretleri ve Çal halkının duyarlılığı sayesinde Kurtuluş Savaşı boyunca Çal, gerek para olarak ve gerekse asker olarak yapılan yardım kampanyalarına büyük destek vermiştir. Henüz tehlikenin kendisine uzak olduğu, işgalin daha Aydın ve çevresinde bulunduğu dönemde bile kayıtsız kalmamıştır. Bu konudaki ilk ciddi yardım talebi Sivas Kongresinden sonra kurulan Temsil Heyeti için gelmiştir. Denizli Heyet-i Milliyesi, Temsil Heyetine gönderilmek Üzere Çal kazasının payına 250 lira düştüğünü bildirmiş ve bunun bir an önce toplanıp gönderilmesini istemiştir. Ayni şekilde Acıpayam ve Tavas’ın payına da 250'şer lira düşmüştür. Milli Mücadelenin başlamasından Ağustos 1920 başına kadar Çal Heyet-i Milliyesi cephedeki birliklerimiz için 100 000 liraya yakın para yardımında bulunmuştur. Bu o dönemin şartlarında Çal için gerçekten yüksek bir rakamdı. Ayni dönem içinde ayrıca 264 silah ve 31 000 adette mermi toplanmıştır. Toplanan bu malzemeler cepheye sevk edilmiş ve ülkenin kurtulmasında kullanılmıştır. Çal Kazasının bu fedakârlıkları o dönemde de takdirle karşılanmıştır. Nitekim Denizli mutasarrıfı Nazmi Bey de Çal'ın bu gayretli çalışmalarını takdire şayan bulmuş ve Ankara'daki Dâhiliye Vekâletine (İçişleri Bakanlığı) bildirmiştir. Ağustos 1920'nin sonlarında Uşak Yunanlıların eline geçince, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Çal, Çivril ve Dinar Müdafaa- i Hukuk Başkanlıklarına şu telgrafı çekmiştir.: "Sarayköy istikametinde ilerlemek isteyen düşman durdurulmuştur. Alaşehir ve Elvanlarda (Eşme ilçesi) toplanan düşman kuvvetleri İnay (Ulubey'e bağlı bir kasaba) istikametinde ilerlemeye başlamışlardır. Namus ve fedakârlık gösterme zamanı gelmiştir. İlçenizin bütün silahlı kuvvetlerini toplayarak Karahallı nahiyesine hareketle, mıntıka komutanı Sabri Bey emrinde Uşak istikametinde düşmanın yan ve gerilerini tehdit edecek şekilde 23. Tümene yardımınızı isterim. Çal, Çivril ve Dinar kazaları namuskâr halkının Uşak’taki din kardeşlerine yardım edeceklerinden eminim. Ne kadar kuvvetle hareket edildiği haberini Afyonkarahisar'da bekliyorum. Hepinizi Allah'a emanet ederim. BMM Reisi Mustafa Kemal Bu çağrı üzerine bir Çal müfrezesi oluşturulmuştur. Bu müfreze Uşak’ta Yunanlılarla pek çok kez çatışmaya girmiştir. Özellikle Nisan 1921 'de, Çal müfrezesi Avgan, Hasköy ve Paşalar bölgelerinde yoğun faaliyetlerde bulunmuştur. Bu bölgede zaman zaman Çal müfrezesi, Yunanlıların top ve makineli tüfek atışlarına maruz kalmıştır. 3 Temmuz 1920 günü Yunanlılar Aydın’ı ikinci kez işgal etti. Peşinden de Nazilli Yunanlıların eline geçti. Bu olay Çal ve çevresinde yeni bir heyecana sebep oldu. Hemen yeni bir gönüllü toplama kampanyasına girişildi. 11O kişilik bir Çal gönüllüler birliği oluşturuldu. Arap Dede (Çal Heyet-i Milliyesinin kurucusu olan 20 kişilik ekip içinde ismi geçen Arapzade Ahmet'in kendisi yâda akrabası olmalıdır) komutasında cepheye gittiler. Cephede yaklaşık 400 m.lik bir mevziyi tuttular ve burada düşmana karşı kahramanca savaştılar. Aynı cephede savaşan Çal mücahitlerinin sayısı 194 kişidir. 5 Ağustos 1920'de Tavas ve Çal gönüllü birliğinin düşmana karsı gerçekleştirdiği başarılı akınlar kaynaklarda övgü ile anlatılmıştır. Çal' dan gönderilen birlikler Aydın Köşk cephesinde de başarılı savaşlar yapmışlardır. Zaten bazı eserlerde Köşk cephesine Denizli cephesi de denilmiştir. Çünkü Denizli' den Köşke gönderilen birlikler bir hayli kabarıktı. Çal' dan Müftü Ahmet İzzet Efendinin komutanlığını yaptığı Çal müfrezesi, Acıpayam’dan Müftü Hasan, Kızılhisar'dan Hasan Efendi, Tavas 'tan Hırkalı Halil Ağa ve Kaletavas 'tan Bekir Ağa müfrezeleri 23 Temmuz günü Denizli'de toplanmışlar ve halkın yoğun ilgisi ile ve dualarla istasyondan cepheye gönderilmişlerdir. Ancak bütün bu gayretli çalışmalara rağmen Yunan kuvvetleri kesin olarak mağlup edilip durdurulamadı. Zaten gönüllülerden oluşan bu birliklerin profesyonel Yunan kuvvetleri karşısında uzun süreli bir mücadeleyi sürdüremeyeceği muhakkaktı. Ancak, düzenli birlikler oluşturuluncaya kadar mücadelenin bu şekilde sürdürülmesi ve Yunan birliklerinin hiç olmazsa yavaş ilerlemesinin sağlanması yoluna gidilmiştir. Neticede Yunan birlikleri ilerleyişlerini sürdürdüler ve Buldan’ı işgal ettiler. Yunan işgali Çal'a yaklaşmaya başladı. Çivril, Karahayıt, Gölemezli çevresinde yeni birlikler oluşturulmaya başlandı. Çal Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti de her zaman olduğu gibi hemen harekete geçti. Ekim 1920 sonlarında Çal' da 1000 kişilik yeni bir gönüllü birlik oluşturuldu. Bunlar Ortaköy'de toplandılar. Buradan Güney üzerinden Buldan cephesine gittiler. Burada da tıpkı daha önce Aydın cephesinde olduğu gibi başarılı mücadeleler yaptılar. Ne yazık ki, Milli Mücadele boyunca sadece Yunan birlikleri ile mücadele etmedik. Özellikle TBMM'nin açılması ve düzenli birliklerin kurulmasından sonra çok değişik sebeplere bağlı olarak bir dizi isyan çıkmıştır. Bu kritik dönemde Türk milleti zaten son derece kıt olan imkânlarının bir bölümünü, bu isyanları bastırmak için kullanmak zorunda kalmıştır. Çal' dan toplanan birlikler iç isyanların bastırılmasında da görev almıştır. Çal birlikleri özellikle Balıkesir taraflarında çıkan Aznavur isyanının bastırılmasında büyük yararlılıklar göstermiştir. Nitekim Demirci Mehmet Efe, Çal birliklerinin bu başarısı üzerine Çal Heyet-i Milliyesine şu telgrafı çekmiştir: "Çal Heyet-i Milliyesi işgalin bidayetinden (başlangıcından) beri büyük fedakârlıklar ile cepheye asker, para vesair levazım yetirdiği gibi bu kerede Çal’ın cesur mücahitleri Aznavur takibinde temayüz etmişlerdir (ön plana çıkmışlardır). Bilumum Çal Kazasının hizmetlerini takdir ve teşekkürle tamim eylerim. 3 Mayıs 1921 Umum Komutan Demirci Mehmet Efe. İlk başlarda oluşturulan bu 1000 kişilik gönüllü birliğinin en büyük eksikliği silah ve cephane idi. Bunun üzerine askeri birliklerle irtibata geçildi. Çal Kaymakamı ve Mıntıka Komutanı 12. Kolordu Komutanlığına bir yazı yazdılar. Bu yazıda oluşturulan birlikler için silaha ihtiyaçları olduğu bildirildi. Ancak bu yıllarda Türk ordusu için en basit silahın bir tanesi bile çok önemli idi ve her silaha şiddetle ihtiyaç vardı. Bunun için askeri yetkililer gönüllü birliklerin silah taleplerine ihtiyatlı yaklaşıyor ve her zaman olumlu cevap vermeyebiliyorlardı. Bunun için Necip Bey istenen silahlardan bir tanesi bile kaybolursa silah başına 50 lira tazminat ödeyeceğini taahhüt etmiştir. Bu durum 12. Kolordu Komutanlığına bildirilmiştir. Böylece Çal' daki silah ve malzeme eksikliği kısmen de olsa giderilmeye çalışılmıştır.
* * * * * * * * * *
Kaynak: "BELGELER IŞIĞINDA ÇAL TARİHİ" / İbrahim Balık - Çal Belediyesi Kültür hizmeti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder